Çanakkale Zaferi’nin simgelerinden biri olan 57. Alay hakkında birçok kişi bilgi edinmeye çalışıyor. 57. Piyade Alayı’nın hikayesi, çatışmaların seyrini değiştiren önemli olaylarla dolu. Çanakkale Savaşı’nda 57. Alay’ın ne gibi başarılar elde ettiğine dair merak edilen soruların yanıtları araştırılıyor. İşte 57. Alay’ın tarihsel önemi üzerine bazı bilgiler…
57. Alay nedir?
57. Piyade Alayı, Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı bir askeri birimdir. Çanakkale Kara Muharebeleri’nin öncüsü kabul edilen Anzak Çıkarması sırasında gösterdiği üstün başarılarla tanınmaktadır. 57. Alay, 15 Nisan 1915’te Anzak Çıkarmasını durdurmayı başararak büyük kayıplara neden olmuş ve bu nedenle efsanevi bir konuma ulaşmıştır. Alay, 30 Kasım 1915 tarihinde Osmanlı Padişahı V. Mehmed tarafından Altın ve Gümüş İmtiyaz Madalyaları ile Harp Madalyası ile ödüllendirilmiştir. 57. Piyade Alayı, 19. Piyade Tümeni’ne bağlı üç alaydan biridir ve Tekirdağ’ın Yarkışla bölgesinde, 1 Şubat 1915’te kurulmuştur.
57. Alay nerededir?
Gerçek şehitlik, Bomba Sırtı’nın güney ucunda, Çataldere Vadisi’nde yer almaktadır. Yarbay Hüseyin Avni Bey’in komutasındaki 19. Tümen’e bağlı 57. Alay, Anzak askerlerinin ilk çıkarma günü Arıburnu Cephesi’nde onlarla karşılaşarak geri püskürten Türk kuvvetleridir. Bu cephede, 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal’in liderlik ve cesaret özellikleri ilk kez ortaya çıkmıştır.
57. Alay komutanı kimdir?
Kuruluş tarihi 1891 olan 57. Piyade Alayı, bazı arşiv kayıtlarına göre 1880 yılında 15. Tümene bağlı 29. Tugay bünyesinde bulunmaktaydı. Bir dönem 3. Redif İzmit Alayı adını alan alayın 1880 tarihindeki komutanı Albay Mehmet Rıza Bey, 1891 tarihindeki komutanı ise Albay Mehmet İzzet Bey’dir. 57. Piyade Alayı, 19. Piyade Tümeni’ne bağlı üç alaydan biridir. Alayın başına kahraman Yarbay Hüseyin Avni Bey atanmıştır. 57. Alay, 25 Şubat 1915’te Çanakkale’deki Eceabat’a getirilmiş, daha sonra yedek kuvvet olarak Bigalı Köyü’ne geçmiş ve 24 Nisan 1915 tarihine kadar Yarbay Mustafa Kemal ve Binbaşı Hüseyin Avni Bey tarafından sürekli eğitime tabi tutulmuştur.
57. Alay hikayesi nedir?
Fransa ve İngiltere, İstanbul’u işgal ederek Osmanlı İmparatorluğu’nu savaş dışı bırakmayı hedefliyordu. Ancak İstanbul’a ulaşamayan düşman kuvvetleri, Gelibolu yarımadasına asker çıkarma planı yapmış ve Osmanlı ordusunu boğaz kıyılarından temizlemek istiyorlardı. Osmanlı donanması da nereden müdahale edileceğini tartışmaktaydı. Ancak Bigalı köyünde bulunan 19. Tümen Komutanı, Yarbay Mustafa Kemal, ordunun genel görüşünden farklı düşünmekteydi.
Mustafa Kemal’e göre, düşman Arıburnu konumundan çıkarma yapacaktı ve bu çıkarmaya müdahale edilmeliydi. 25 Nisan gecesi, Bigalı köyünde konumlandırılan 19. Tümen karargahında yoğun silah ve top sesleri duyulmaya başlamıştı. Düşman aradığını bulmuştu ve Mustafa Kemal, durumu üzerine bildirdi. Kendisine bir tabur asker ile düşmanı karşılama emri verildi. Ancak düşman kalabalıktı ve düşmanın kıyıya geçmeden durdurulması gerekiyordu.
Mustafa Kemal, ilerleyen düşman kuvvetleri ile askeri emir arasında kararsız kaldı. Milletin geleceği adına bir karar vermesi gerektiğini anladı ve tüm rütbesiyle beraber, 57. Alay’a harekat emri verdi. 25 Nisan sabahı, Mustafa Kemal Conkbayırı’na kadar ilerlemişti ve 57. Alay da ona eşlik ediyordu. Bu sırada düşman, az sayıda Türk askerini ezerek kıyıya çıkmış ve 261 rakımlı tepeye ulaşmıştı. Kıyı bölgesi kaybedildikten sonra bazı askerler kaçmaya başlamıştı.
Mustafa Kemal, kaçan askerleri görünce tarihi bir konuşma yaptı. Kendi kelimeleriyle bu anı şöyle anlattı:
“– Niçin kaçıyorsunuz? Dedim.
– Efendim düşman…
– Nerede düşman?”
Düşmanın o kadar yakın olduğunu görünce, kaçan askerlere:
“Düşmandan kaçılmaz,” dedim.
– Cephanemiz kalmadı, dediler.
– Cephanemiz yoksa süngümüz var, dedim ve bağırarak: “Süngü tak,” dedim. Yere yattım. Erler yere yatınca düşman da yere yattı. Kazandığımız an işte o andır.
Düşmanın yere yattığı bu zaman diliminde 57. Alay askerleri oraya yetişti. Mustafa Kemal, 57. Alay’a taarruz emrini vererek, “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zamanı başka birlikler alacak,” dedi. Sonrasında 27. Alay da düşmana karşı taarruza geçmiştir. 25 Nisan 1915’te, Kurban Bayramı’nın ilk gününde 57. Alay, kendisinden 4-5 kat daha kalabalık bir orduya karşı büyük bir kahramanlık gösterdi ve alayın üçte ikisi o gün şehit düştü. Binbaşı Hüseyin Avni Bey de bu çatışmada şehit oldu. Gün ağardığında, 261 rakımlı tepe düşmandan temizlenmiş, bir milletin kaderini değiştiren 3000 kahraman asker vardı. Sonrasında sağ kalan 57. Alay askerleri, Filistin Cephesi’nde görev alacaklardır.